22 Ocak 2010 Cuma

Karne Zamanı

KARNE ZAMANI

Yarıyıl eğitimini tamamlayan öğrenciler, öğrenme çabalarını notlarıyla tamamladılar. Bazı öğrenciler üzüldü, bazıları da sevindi. Öğrencilerin performanslarının değerlendirilmesi kadar, anne-baba’nın yaklaşımlarının da rolü büyüktür. Ailenin tutum ve davranışları, çocuk ile kurulan iletişim ve ilişkilerinin niteliği de okul başarısını etkilemektedir. Öğrencinin okul notları akademik başarısını işaret etse de, başarısız olduğu yönler başka alanlarda başarılı olamayacağı anlamına gelmemektedir. Anne-babalar çocuklarının başarısızlıklarından çoğu zaman kendilerine pay biçmekte, yüksek beklentilerinin karşılanmaması halinde öfke ve kızgınlıklarını çocuklarına yönlendirmekte ya da diğer yaşıtlarıyla kıyaslamalar yapmaktadır. Etiketlemeler, suçlamalar ve yargılamalarda önemli ölçüde yaralayıcıdır. Bu durum çocukta stres, kaygı, güvensizlik, özgüven eksikliği ve kendini değersiz hissetmeye yol açabilir. Bu tür davranışlar, çocuğun anne ve babasıyla kopuk iletişim kurmasına ve ilgisini dış çevreye yönlendirmesine neden olmaktadır. Benlik saygısının olumsuz yönde etkilenmesi de çocuğu travmalara, hatta intihara sürükleyebilir. Diğer yandan, çocukların ilgiyle, sorumluluk duygularının gelişmesi desteklenmelidir. Sorumluluk alıp, sorumluluklarını yerine getirmesi, düzenli ders çalışması, iyi davranışlarının ve akademik anlamda ödüllendirilmesi başarılarına katkı sağlamaktadır.

ÖGRENCİLERİMİZ/ÇOCUKLARIMIZ İÇİN NE YAPABİLİRİZ?
• Ailelerin çocuklarına yönelik sevgisini başarılarına bağlamamaları gerekir.
• Başarısız çocuklara ölçüsüz cezalar verilmemelidir. Başarılı çocuklara karşı ise abartılı övgülerden kaçınılmalıdır
• Öğrencilerin karneleri değerlendirilirken önce başarılı olduğu yönleri vurgulanmalıdır. Başarının övülmesi ile öğrencinin özgüveninin artmasına ve başarıyı yaşamasına izin vermek gerekir.
• Olumlu yönlerin ifade edilmesinden sonra öğrencinin de kendini ifade etmesine izin verilerek, başarısız olunan yönlerinin değerlendirilmesi gerekir. Suçlayıcı ve yargılayıcı bir dil kullanmadan başarısızlığın nedenleri araştırılmalıdır. Hangi davranışlarının düşük not almasına neden olduğu, başarısızlıktan dolayı hissettiği duygularını ifade edilmesi ve öğrencinin olumlu yönde motive edilmesi gereklidir.
• Belirli dönemlerde (ergenlik dönemi) bazı öğrenciler birtakım uyum sorunları yaşamaktadır. Bu dönemde öğrenciler daha fazla desteğe ihtiyaç duymaktadır. Başarıları ön planda tutulmalıdır.
• Başarısına karşı yapmayı düşündüğünüz, planladığınız ödüllendirmeler, yapılmamalıdır.
• Öğrenci ne kadar başarısız olsa da tatilinin bir bölümünü dinlenmeye ayırmalıdır.
• Anne-babalar çocuklarıyla birlikte, tatili eksiklikleri gidermek ve iyi vakit geçirmek yönünden, açık bir iletişim ile planlayarak geçirmelidir.
• Öğrencinin tatilde kitap okumak gibi eğitici aktivitelere yönelmesi desteklenmelidir.
• Başarısızlığın sürekliliğinde psikolojik tutumlar kadar organik faktörlerin de etkisi büyüktür. En yakın zamanda tedavi için ilgili merkezlere yönlenilmesi gerekmektedir.
• Eğitim ve öğretim ömür boyu devam eden bir süreçtir. Karne ise sadece bir dönemi değerlendirmektedir. Öğrencilerin her zaman başarısızlıklarını telafi etme ve onları başarıya dönüştürme fırsatları bulunmaktadır. Bu anlamda çocuğun başarısızlıklarını belirleyebilmesi, kendini değerlendirebilmesi, eksikliklerini fark edebilmesi ve gelecekte başarılı olabilmesi için birtakım yollar ve yöntemler belirlemesi gerekmektedir.
Çocuğun başarıyı yakalayabilmesi yeteneklerine, olumlu duygularına, kendine güvenmesine ihtiyacı vardır. Bu doğrultuda çocuğun yetenek ve ilgilerinin tespit edilmesi ve eğitiminin desteklenmesi gerekir.

ANNE-BABA İLE DOĞRU İLETİŞİM KURMANIN YOLLARI

• Anne-babalar ile asla tartışmaya girmeyin. Bu onların kalbini kırabilir ve isteklerinizin gerçekleşmemesine ve ilişkilerinizin bozulmasına, kısacası her şeyin tersine dönmesine sebebiyet verebilir. Tartışmalarınızı yumuşak geçişlerle sonlandırmanız yararınıza olacaktır.
• Anne-babanızla problemli bir ilişkiye sahipseniz, size yol gösteren, samimiyetine güvendiğiniz, yol yordam bilen bir danışmana ihtiyacınız var demektir. Profesyonel bir psikolojik danışman, psikolog size yardımcı olabilir. İçinizdekileri rahatlıkla danışmanınızla paylaşabilirsiniz.
• Yolunuzu çizebilmeniz için mantıklı, kesin, net, açık, uygulanabilir kararlarınız ve hedefleriniz olursa, onları gerçekleştirirken ailenizi ikna edebilecek güce ve beceriye de sahip olursunuz.
• Öncellikle ebeveynlerinizden birini ikna etmeye çalışın. (tercihen anne olmalı) İkisini birden ikna etmekten daha az yorucu olacaktır. Birini ikna ettiğinizde en azından desteğiniz olacaktır.
• Bazı somut başarılar, anne-babanızın içini rahatlatacak ve size daha çok güvenmelerine ve desteklemelerine yardımcı olacaktır.
• Her şeye muhalif olan bir anne-baba ya da çok otoriter olan bir baba için uygulanabilecek taktik, asla olumsuz bir tavır takınmamaktır. Kesin ve güvenli bir yolda ilerledikçe, her şey yoluna girecek ve ailenizde kendiliğinden ikna olacaktır.






Mine Çelik
Psikolojik Danışman
www.cocukvegenc.com

12 Ocak 2010 Salı

Çocuklara Nasıl Güzel Hikâye Anlatılır?

Çocuklara Nasıl Güzel Hikâye Anlatılır?

• Dinleyicilerinizi hikâye’ye katın: Bir çocuğun dikkatini verebilmesini istiyorsanız hikâye’yi 5 ya da 10 dakika uzunluğunda tutun. Eğer kendilerini hikâye’nin bir parçası olarak hissederlerse, daha çok odaklanacaklardır. İfadeler, aksiyonlar içeren katılımlar gerçekleştirilebilir. Örneğin, kötü kurt yaklaştığında çocuklar da onun gibi hırlayabilir.
• İyiye karşı kötüyü oynayın: Çocuklar, hikâye de tanıştıkları karakterler aracılığıyla, kuralları ve davranışları öğrenirler. Hikâye’ye hem iyi hem de kötü insanları katmak, onların kendi hayatlarındaki doğruları ve yanlışlarını sorgulamalarına yardımcı olur. Mesela, “ Eğer bunu yapmış olsaydım, benimde başıma aynı şey gelir miydi?” İyi ve kötü arasındaki çatışma, masalınıza anında macera getirir.
• Yaratıcı sesler: Karakterlerinize farklı sesler verin. Bir cadının kötü, kısık kısık bir gülüşü olacağı gibi, bir kralında güçlü ve yüksek bir sesi olabilir. Sessizce konuşmak hemen atmosferi oluşturur. Hikâyeniz de aksiyon varsa, sesinizi ve temponuzu yükseltmek heyecan yaratır. Kısa bir duraklama ise, kuşku yaratmak için çok kuvvetli bir araçtır.
• Sonuca bağlayın: Çocukların mutlu ve memnun hissedebilmeleri için, hikâyelerin net bir sona sahip olmaları gerekir.“ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar.” ifadesi size bayat gelebilir ama masala kesin bir çizgi getirir. Aynı zamanda çocuklar aynı sonu tekrar tekrar dinlemekten keyif alırlar. Siz de kendi masallarınızı kişiselleştirmek için kendinize ait bir “son” yaratabilirsiniz.


Kaynak: Psychologies, Dec. 2008



Mine Çelik
Psikolojik Danışman

5 Ocak 2010 Salı

Video Kayıtları

Çocuk ve Genç Sitesi için videolar çekildi. Video konuları: Alt ıslatma, parmak emme, 2 yaş sendromu, psikolojik danışma nedir, oyun terapisi nedir?

1 Ocak 2010 Cuma

Öğrenme Stilleri

ÖĞRENME STİLLERİ

Kim bilir kaçımız sınıfta yerimizde belirli bir süre oturamadığımız, yanımızdaki ya da arkamızdaki arkadaşlarımızla konuştuğumuz için ceza aldık ya da gözümüzle gördüğümüz elimizde tuttuğumuz somut bir veri olmadığı için anlamakta zorlandığımız derslerimiz oldu. Bu sanıldığı gibi her zaman davranış bozukluğuna ya da zekâ geriliğine işaret etmez. Her birimiz kendimize özgü öğrenme stillerine sahibiz. Bazılarımız görerek, bazılarımız dokunarak bazılarımızda duyarak öğreniriz. Değişik oranlarda ya da eşit derecede her üç stile de sahip olabilir ya da tek bir stil geliştirmiş olabiliriz. Şayet tek bir stil geliştirdiysek, eksik olan yönlerimizi de bir uzman gözetiminde ve eşliğinde geliştirebiliriz. İlk bölümde üç stilde de çocuk ve öğrencilerin özellikleri, ikinci bölümde evde ve okulda nasıl öğrendikleri ve üçüncü bölümde de stillerin birbirinden nasıl ayırt edildiği açıklanmaktadır. Ayrıca öğrenciler için son bölümde öğrenme stillerini belirleyebilecekleri bir liste bulunmaktadır. Alvin Toffler’ın da söylediği gibi, “Geleceğin cahili okuyamayan kişi değil, nasıl öğreneceğini bilmeyen kişi olacaktır.” Kendi başarıları, ihtiyaçları ve eksikliklerinin farkında olan çocuklar, daima yaşamlarının her alanında geleceğin başarılı yetişkinleri olacaklardır.

I. GÖRSEL, İŞİTSEL VE KİNESTETİK GRUPLARININ ÖZELLİKLERİ

A. GÖRSEL GRUBU
Çocuklar:
• Resimli kitapları ve resim yapmayı çok severler. Renkleri küçük yaşta olsalar dahi ayırt edebilir ve tanıyabilirler.
• Daima tertipli ve düzenlidirler. Genellikle eşyalarının yerini belirler ve düzenli bir şekilde orada tutarlar. Karışıklık ve düzensizlik rahatsızlık verir.
• Renkli ve hoş paketleri yırtmadan, özenle açarlar. Oyuncaklarını oynadıktan sonra kutularına yerleştirip kaldırırlar.
• Özellikle kinestetik kardeş ve/veya arkadaşlarıyla, kendileri kadar itina göstermedikleri için oyuncaklarını paylaşmak istemezler.
• Görseller daha sessizdir. Çevrelerindeki gürültüden işitseller kadar rahatsızlık duymazlar ama yine de sessiz ortamlardan hoşlanırlar.
• Olayları görüntüyle birlikte algılarlar. Oyunları hareketli olsa da hiçbir zaman kinestetikler kadar hareketli değillerdir. Kinestetiklere göre daha az hareket ederler.
• Eşyalarını çok iyi korurlar ve görüntülerine önem verirler. Oyuncaklarının bir köşesindeki kırık veya kitaplarının bir kenarının kıvrık olması onları rahatsız eder, içlerine sinmez.
• Anlatılan masal, hikâye ya da olayları hayallerinde mükemmel bir şekilde canlandırabilirler.
• Programlı ve organizedirler. Yapacakları işleri planlamaktan hoşlanırlar.
• Kılık kıyafete önem verirler. Fanilaları ya da gömlekleri pantolonlarından çıkmaz, çorapları dönmez ve ayakkabıları hep bağlıdır. Bunları kendileri yapamıyorsa mutlaka bir yetişkinden yardım isterler.
Öğrenciler:
• Tertiplilik ve düzenlilik okulda da devam eder. Defterlerinin ve kitaplarının buruşmamasına özen gösterirler. Yıpranmış, kullanılmış kitaplardan hoşlanmaz, yenisini tercih ederler.
• Çok hareketli olmadıklarından dolayı sınıfta problem yaşamazlar. Öğretmenlerini her zaman gözleriyle takip ederler.
• Ufak tefek kusurlara duyarlı olurlar. En ufak bir değişiklik bile dersi takip etmelerinde güçlüklere neden olabilir.
• Okul kıyafetleri her zaman temiz ve düzenlidir.
• Okulda verilen direktiflerin açık ve sistemli olması onları rahatlatır.
• Direktiflerin sözlü olması onları rahatsız eder. Direktifler ne kadar uzunsa o kadar zorlanırlar ve bu nedenle yazılı olmasını tercih ederler.
• Görsel öğrenciler ödevlerinde de çok titizdirler.
• Disiplinli olurlar, kurallara uyarlar.
• Yapacakları işlerin karmaşık olmaması, belirli kurallar çerçevesinde olmasını tercih ederler. Kuralları öğrendikten sonra huzur duyar ve uymaya özen gösterirler.
• Uzak geleceğe yönelik planları mükemmel bir şekilde organize ederler. Plansızlık huzursuz olmalarına neden olur.
• Öğrendiklerinin belli bir düzen çerçevesinde olmasına dikkat ederler.
• Gördüklerini hatırlarlar. Gördüklerini görüntü olarak belleğine kaydeder ve her zaman görüntü olarak hatırlarlar.
• Metinlerdeki imla, noktalama ve dilbilgisi kurallarına dikkat eder ve çok az imla ve noktalama hatası yaparlar. Görsel gruplar ikiye ayrılır: Görsel-sözeller ve Görsel-simgeseller. Görsel-sözeller imla hatalarına, Görsel-simgeseller ise simge ve resim detaylarına itina gösterirler.
• En hızlı ve başarılı okuyabilen gruptur. İşitsel özelliklere sahiplerse güzel okuma konusunda daha başarılı olurlar. Okumanın asıl amacının, okuduğunu anlaması sebebiyle daha avantajlı bir gruptur. Aynı zamanda küçük yaşta göz ile okuma konusunda beceri geliştirmiş olabilirler.
• Anlatılan masal, hikâye ya da olayları hayallerinde mükemmel bir şekilde canlandırabilirler. Bu nedenle okudukları kitapların filmlerini seyrettiklerinde hayal kırıklığına uğrayabilirler. Çünkü onların hafızasında daha mükemmel kurgulanmıştır. Kinestetik ve işitsel öğrencilerin ise önce filmleri seyretmeleri, kitapları okurken daha iyi anlayabilmelerine yardımcı olacaktır.

B. İŞİTSEL GRUBU
Çocuklar:
• İşitsel grubundaki çocuklar çok konuşkandır. En belirgin özellikleri yalnız oyun oynadıklarında bile yanlarında biri varmış gibi konuşmalarıdır.
• Yaşlarına göre daha çok cümle kurabilirler ve kelime hazineleri geniştir.
• İşitsel çocuklar okul öncesinde bile kendilerine söylenen cümleleri rahatlıkla tekrarlayabilirler.
• Konuşmaları bir uyum ve melodiye sahiptir.
Öğrenciler:
• Okulda da kendi kendilerine konuşmaya devam ederler.
• Sesleri duyamadıkları için okuduklarını anlamakta zorlanırlar. Bu yüzden sessiz okuyamazlar. İlköğretimde göz ile okuma konusunda işitsel öğrencilere kendi duyabilecekleri bir ses ile okumalarına izin verilmelidir.
• Konuşmaları ses ve mimikler ile taklit edebilirler.
• Sınıf içerisinde sessiz bir ortam sağlanamıyorsa huzursuz olurlar. Konsantre olmaları gereken zamanlarda hiç ses olmamasına özen gösterirler, ancak kendi kendilerine konuşabilirler. Görsel grubuyla ayrıldığı nokta buradadır. Görsel öğrencilerde sessiz ortamları tercih ederler ama kendi kendilerine konuşarak sessizliği bozmaya tahammülleri yoktur. Aralarındaki fark, işitsel öğrencilerin kendi düşüncelerini sesli ifade ederek anlamlandırmaya ihtiyaçları vardır.
• Yabancı dil öğrenmeye yatkınlıkları vardır. Özellikle konuşma ve dinleme becerileri çok gelişmişken, okuma ve yazma konusunda sorunlar yaşayabilirler.
• İşitsel öğrenciler bulundukları yörenin şivesine kolayca adapte olabilirler. Başka bir yere gittiklerinde de oranın şivesine kolayca uyum sağlayabilirler. Çünkü dilin ses ve uyumuna karşı çok güçlü algılama özelliklerine sahiptirler.
• Konuşmayı seven bu öğrencilere mümkün oldukça konuşma olanağı verilmelidir. Aksi takdirde kendi de zor dinleyecek ve yanındaki öğrencilerle konuşmak isteyecektir.
• Çok çabuk konuyu değiştirebilir ve yeni konuya kolayca adapte olabilirler.
• Konuşarak ya da sesli okuyarak öğrenmeyi ve hatırlarken de biri okuyormuş ya da söylüyormuş gibi hatırlaması gereklidir.
• Problem de istenenin kavrayabilmesi için, problem çözerken sesli düşünmelidir.
• Bir kelimenin yazılışını hatırlayabilmeleri için, kelimeyi sesli olarak tekrar etmelidir.
• Sese duyarlılıkları nedeniyle müzikte de çok kabiliyetli olabilirler. Şarkıları başından sonuna kadar devamlı dinleyerek ve tekrar ederek öğrenirler.

C. KİNESTETİK (BEDENSEL) GRUBU
Çocuklar:
• “Dur, yapma” gibi uyarılara aldırmayan, devamlı koşan, hoplayan, zıplayan kıpır kıpır çocuklardır. Doğayla adeta bütünleşirler.
• Tertemiz giysileriyle çıkarlar, döndüğünde üstleri başları toz, toprak, çamur içinde dönerler. Görsel anneler bu durumdan çok şikâyetçidir ama yapacak bir şey yoktur. Onları oldukları gibi kabullenmeleri gerekir. Bunu davranış bozukluğuyla karıştırmamak gerekir, çünkü bu içten gelmektedir. Bastırılırsa başka psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
• Kinestetikler dünyayı dokunma ve hareket etmekten aldıkları hazla algılamaktadırlar. Tüm dersleri de bu yolla öğrenirler.
• Kinestetik çocuklar düzensizlikten ve karmaşadan rahatsız olmazlar. Bu konuda baskı yapılmamalı, özendirmeye gayret edilmelidir.
• Sosyal baskıların sonucu olarak kinestetiklerin bu özelliğinde azalma görülebilir. Toplumumuzda en çok kinestetik kız çocukları baskı altında kalırlar. Unutulmamalıdır ki, kinestetik çocukları ister kız ister erkek olsun, sürekli baskı ve uyarı olmadan, belirli bir düzene alıştırmak gerekir.
Öğrenciler:
• Kinestetik öğrenciler okulda zorluk çekebilirler. Çünkü aynı yerde, uzun bir süre oturamazlar. Görsel bir öğretmen kinestetik bir öğrenciyi anlayamaz ve tepki gösterir. Öğrenciyi yaramazlıkla hatta hiperaktif olmakla itham edebilir.
• Parmak kaldırıp, öğretmenin kendilerini görmesini beklemek onlar için çok zordur. Hemen harekete geçmek ve sonuca ulaşmak isterler.
• Kinestetik öğrenciler görsel ve işitsel mesajları tam olarak algılayamazlar. Öğretmenin tahtayı göstererek, (görsel mesaj) “Lütfen tahtayı silmeme yardım eder misin?” (işitsel mesaj) demesini algılayamazlar. Öğretmenle birlikte tahtayı silmesi mesajı almasına yardımcı olur. Kinestetikler kas belleğine sahiptirler ve yaparak öğrenirler.
• Kinestetik öğrencinin elinden tutmak, bir şey anlatırken omzuna dokunmak mesajı anlamasını kolaylaştırır. En kolay iletişim yolu dokunmaktır onlar için.
• Bazı kaynaklarda kinestetik yerine dokunsal sözcüğü kullanılır. Dokunsallar kinestetiklerden farklıdır. Dokunsallar ellerini, kinestetikler ise tüm vücutlarını kullanırlar.




II. EVDE VE OKULDA NASIL ÖĞRENİRLER?

Görsel grubundaki çocuk ve gençler gördüğünü hatırlayarak, metin ve çizimleri takip ederek, insanları ve eşyaları gözlem yoluyla tanıyarak, kavrayarak algılamaktadır. Bilgisayar grafiklerini, görsel yapbozları, haritaları, posterleri, grafikleri, şemaları, karikatürleri, ilan panolarını inceleyerek ve çizerek algılarlar. Sessiz okuma onlar için idealdir. Resimli romanlar ve yazılı posterler ile okumayı öğrenirler. Görsel/sözeller kolayca öğrenmek için renkleri kullanmalıdır. Yazarken ve okurken önemli bir yerin altını çizmek için fosforlu ve renkli kalemler, özellikle zıt renkler kullanabilirler. Ders dinlerken mutlaka not tutmalıdırlar. Aynı zamanda çalışırken, anahtar sözcük kartları kullanmaya teşvik edilebilir. Kartların az bilgi içermesine dikkat edilmelidir. Bu kart resminin belleğe yerleşmesine yardımcı olacaktır. Harita, şema ve diğer görsel araçlar için kısa açıklamalar yazılabilir, karmaşık konularda çizimlere dönüştürülebilir. Materyallerini kendi kendine planlaması ve organize etmesi sağlanmalıdır. Bu da planlı ve organize olmasını kolaylaştıracaktır. Ayrıca hatırlatma amacıyla küçük notlar, ayna üzerine, defter kapağına ya da dosya üzerine yapıştırılabilir. Matematik ve teknik bilgiler için anladığını kısa cümleler halinde yazabilir, bilgisayar ile de çizim programları aracılığıyla görsel posterler, grafikler üretebilir. Videolarda görseller için çok yararlıdır. Görsel ve simgesel öğrenenlerde anahtar kartlardan ve renkli kalemlerden yararlanabilir. Kitapların kenarlarına o konuyu hatırlatacak simgeler ya da resimler çizebilir. Matematik ve teknik bilgileri organize etmek için yine posterlere başvurulabilir. Problem çözümü basamaklı ise, basamakları gösteren kutucuklar hazırlanıp, birbirine bağlanabilir. Problem çözerken de istenenleri ve verilenleri renkli kalemler kullanarak yazabilirler. ( Bu yöntem okulda uygulanmakta ve ödevlerde de istenmektedir.)
İşitseller için en iyi algılama yolu, işittiklerini hatırlamaları, sözel ifadeleri takip etmeleri, dinleyerek ve konuşarak öğrenmeleridir. Mülakat yaparak, panellere katılarak, sorular sorarak ve cevaplar vererek, sözlü raporlar ile en iyi şekilde öğrenir ve eğlenirler. Seslendirme, yüksek sesle okuma, masal ve kitap kasetlerini dinleme, öykü ve olaylar hakkında sohbet etme en iyi okumayı öğrenme yöntemleridir. İşitsel öğrenciler, bir çalışma grubuyla ya da bir arkadaşı ile çalışabilir. Konuları yüksek sesle tekrar etmelidir. Çalıştığı konunun kasetleri varsa dinlenmeli ve yine okuduklarını kasetlere kaydedip, sınav hazırlığında kullanabilir. Akılda tutulması gereken tarih, isim ya da yer adları gibi bilgileri de çeşitli melodilere dönüştürebilir. Melodilerin saçma, komik ya da çılgın olması öğrenmeyi kolaylaştıracaktır. Basamaklı bir şekilde öğrenmesi gerekiyorsa yüksek sesle söyleyebilir, hatta şarkıya dönüştürebilir. Önemli konular ve talimatlarda yüksek sesle okunup tekrarlanmalıdır. Matematik ve teknik bilgiler için, yeni konular sesli olarak anlatılmalıdır. Problemleri çözerken de aklına gelenleri sesli olarak ifade edebilir. Basamaklı bir kavram ya da bilgileri öğrenirken, basamakları yazmalı ve tekrarlamalıdır. Aynı zamanda bilgisayarda ses kayıtları hazırlanıp kullanılabilir.
Kinestetik grubunun algılama yolu ise, yaşadıklarını hatırlamaktır. Fiziksel etkinlikler ile öğrenirler. Hoplarlar, koşarlar, rol yaparlar, deney yaparlar, model inşa ederler, eşyaları yapıp bozarlar ve yer oyunları oynarlar. En iyi okumayı öğrenme biçimleri, spor yaparken bile okumalarıdır. Örneğin kondisyon bisikleti çevirirken bile okuyabilirler. Talimatları okuyarak inşa eder ya da bir eylemi gerçekleştirebilirler. Dokunsallar ise dokunduklarını hatırlarlar. Dokunduklarını ve yazdıklarını takip etmek, dokunarak şeklini ve yerini değiştirmek ise algılamalarını geliştirir. Bu grup için en eğlenceli öğrenme yöntemleri ise karalamak, eskiz yapmak, model inşa etmek, kabartma harita ve yazıları incelemek, deney kurmak, iz sürmek ve yazmaktır. Oyun kurallarını okuyarak ve yine talimat okuyup inşa ederek ve bir eylem gerçekleştirerek okumayı öğrenirler. Derste konsantre olabilmesi için ön sıralara oturması önerilir. İşittiklerini hemen kısa notlar, çizimler halinde oluşturmalıdır. Öğrenmeyi kolaylaştırmak için çalışırken hareket etmesi kısıtlanmamalı, istediği şekilde ve yerde çalışmalıdır. Örneğin, yüksek sesle, ileri geri yürüyerek çalışabilir. Bir şeyleri anlatacağı zaman, ayağa kalkıp, tüm vücudunu kullanarak anlatabilir. Bilgileri ile hislerini ilişkilendirmek öğrenmelerini kolaylaştırır. Öğretmenlerinin mimik ve ağız hareketleri anlamalarına yardımcı olur. Ellerini kullanabileceği çalışmalar da yapmalıdır. Laboratuar çalışmaları için fazladan zaman ayırmalarına ya da evde deney yapmalarına izin verilmelidir. (Bu tüm stiller için geçerlidir) Konu ile ilgili müze, tarihi yerler gezmek yaşayarak öğrenmelerine yardımcı olur. Sıralı işlemleri hatırlayabilmeleri için her bir basamağı bir karta yazıp, otomatik olarak sıraya sokmalıdır. Matematik ve teknik bilgileri öğrenmek için, problemleri ve denklemleri fasulye, dama taşları, sayma çubukları, zarflar, tabaklar, kâseler (içine bir şey koymak için) gibi gerçek malzemeler kullanılabilir. Bilgisayar ile de özellikle model inşa edebileceği, parçaları söküp takabileceği, parçaları oradan oraya taşıyabileceği yazılımlar hoşuna gider.



III. ÖĞRENME STİLLERİNİ BİRBİRİNDEN NASIL AYIRT EDEBİLİRİZ?

Her üç grup detaylıca açıklanmış olsa da bu bölümde her üç grubun karşılaştırılması yapılacaktır. Görsel, işitsel, kinestetik gruplarının arasında belirgin farklar bulunmaktadır. Bu farklar yalnız görsel, yalnız işitsel ve yalnız kinestetik olduklarında kolayca ayırt edilebilir. Toplumumuzun çoğu üç stili de birlikte taşıdığı için aralarındaki davranışsal farklılıklar net olmayabilir. Sorun yaşayan çocuklar da tek bir stile bağlı kalmış çocuklardır. Bu sebeple öğrencilerin hangi gruba girdiklerini öğrenme stilleri testiyle belirlemeleri ve diğer öğrenme stillerini nasıl kullanacakları ve/veya geliştirecekleri yönünde yardım alabilirler.
Görsel özelliklere sahip bir çocuğun veya öğrencinin gözleri sabittir ve ileriye bakar. Çoğunlukla gözlerini kırpar, kısar ve kaşlarının kaldırır. Çenesi yukarıda, sesi yüksek, konuşması hızlı ve genellikle hareketsizdir. Bak, gör, seyret, açık, resim, puslu, ortaya çıkar, görünüşe göre gibi kelimeleri çok sık kullanır. Görseller, organize, düzenli, gözlemci, sessiz, görüntü odaklı, ölçüp biçmeye ve üstünde düşünmeye yatkın, resim olarak belleğine kaydeden, gürültüden az etkilenen, sözel talimatları takip edemeyen, okumayı tercih eden, gördüğünü hatırlayan, öğrenirken tüm resmi görmek isteyen, anlatılanın detaylarını isteyen ve hayal ettiklerini tüm detayları ile gören, hızlı okuyan, iyi ve düzenli yazan bir gruptur.
İşitsellerin ses ve konuşma hızı metronomdur. Daha iyi duyabilmek için başını sağa sola hareket ettirir. Hıı, ha, hmmm gibi sesler çıkarır, En çok kullan kullandığı kelimeler dinle, işittiğime göre, dedi, duydum, işittim, konuştur. İşitseller kendi kendine konuşur, dikkatleri dağınıktır. Dudaklarını hareket ettirerek, sesli okur, okuduğunu ve dinlediğini tekrarlayabilir, matematik ve yazma konusunda sorun yaşar, ritmik, tempolu ve ahenkli konuşur, müziği sever ve ses taklitlerine yatkındır, dinleyerek öğrenir. Öğrenirken içinden ve dışından konuşur. Basamaklı ve sıralı bir şekilde belleğine yerleşir. Tartışılanı hatırlar, en konuşkan gruptur.bilinmeyen kelimeleri anlamdan çıkarabilir ve yüksek sesle okumaktan hoşlanır. Konuşması yazmasından iyidir, seslerle hayal kurar.
Kinestetiklerin gözleri dairesel ve sürekli hareket eder. Kendi de hareketlidir. Çenesi konuşurken aşağıdadır. Ses ve konuşma hızı yavaştır ama konuşurken gür bir sesle konuşur. Sarıl, tut, çek, hisset, sık ve dur gibi kelimeleri kullanırlar. Fiziksel ödüllere olumlu tepki gösterirler. İnsanların yanında olmaktan, dokunmaktan hoşlanır. Harekete yatkındır ve devamlı hareket eder, fiziksel tepkiler verir, kasları erken gelişmiştir. Yaparak öğrenir. Yürüyerek ve hareket ederek belleğine yerleşir. Okurken eliyle işaret eder, el ve yüz hareketleri ile konuşur, hareket ettirerek ve yaparak öğrenir. Yaşananı bir bütün olarak hatırlar. Kısa, öz, dokunarak, jest ve mimiklerle hareket ederek konuşur. Entrika romanlarını sever ve okuduklarına vücutlarıyla eşlik eder. (drama, tiyatro) Görüntüyü dramatize edebilir ve sezgisi güçlü, detaylara karşı dikkati zayıftır. Ayrıca, bastırarak ve kalın yazar ama yazısı iyi değildir.

Öğrenciler için Öğrenme Stillerini Belirleme Listesi

Aşağıdaki tabloda evet dediğiniz soruları daire içine aldıktan sonra her daireye 1 puan verip, “Toplam” sütununa yazarak her stilde aldığınız puanınızı görebilirsiniz.

1.Sınıfta arkadaşlarımla birlikte tartışarak ve sohbet ederek öğrenmeyi severim.
2.Kendi kendime çalışmayı severim.
3.Yanlışlarımı öğretmenimin anlatarak düzeltmesini severim.
4.Düzenli bir sıram olsun isterim ve sürekli düzenli olması için çaba gösteririm.
5.Sınıfta hareket edebileceğim her olaya var gücümle koşarım ve katılırım.
6.Fıkra ve masal anlatmaktan hoşlanırım.
7. Defterime sürekli şekiller çizerim.
8.Daha iyi öğrenmek için müzik ve ritmi severim.
9.Ellerimi kullanabileceğim bir şeyler yapmaktan hoşlanırım.
10.Sınıfta çok fazla konuşurum.
11.Okuldaki spor faaliyetlerini severim ve katılırım.
12.Öğretmenler sınıfta çok hareket ettiğimi düşünürler.
13.Okul şarkılarını çok severim ve çabuk öğrenirim.
14.Boş zamanlarımda arkadaşlarımla konuşmayı severim.
15.Yeni gördüğüm şeyleri mutlaka elime alır ve incelerim.
16.Çalışırken sık sık durur, başka şeyler yaparım.
17.Arkadaşlarıma el şakası yaparım.
18.Çizgi roman okumayı severim.
19.Resimli bulmaca çözmeyi severim.
20.Sessiz okumayı severim.
21.Okunmakta olan bir metnin bir kopyasını takip etmezsem anlayamam.
22.Yüksek sesle okumayı severim.
23.Masal ve kitap kasetleri dinlemeyi severim.
24.Anlatmayı yazmaya tercih ederim.
25.Harita, poster ve şemalarla anlatılmak istenenleri çabuk kavrarım.
26.Görmediğim şeyleri kavrayamam.
27.Aktif olarak katıldığım etkinlikleri severim.
28.Kendi kendime çalışmaktansa öğretmeni dinlemeyi tercih ederim.
29.Öğretmenlerim ve anne babam sık sık eşyalara dokunmamam gerektiğini söyler.
30.Sınıfta tahtayı silmeyi, pencereleri ya da kapıyı açıp kapamayı hep ben yapmak isterim.
31.Bir konuyu kendim okumaktansa başkası anlatır ya da okursa daha iyi anlarım.
32.Gördüklerimden daha iyi anlam çıkarırım.
33.Olay ya da konular dramatize edilirse daha iyi anlarım.
Öğrenme Stili Toplam
İşitsel 1 3 6 8 10 13 22 23 24 28 31
Görsel 2 4 7 17 18 19 20 21 25 26 32
Kinestetik 5 9 11 12 15 16 17 27 29 30 33